YAŞAMIMIZ,
KURDUĞUMUZ
İLİŞKİLERDİR.
İlk kurduğumuz ilişki şekli, ailemizle olandır. İlk dönemin ilişkileri, öğretilenler, inançların bir bölümü varoluşumuza hizmet etse de bir bölümü kendimizden vazgeçerek aidiyet, güven ve sevgi adına devam ettirdiklerimizdir. Kendimizden her vazgeçişin, varoluşumuzun bedensel, zihinsel ve duygusal boyutlarında kayıtları vardır ve bilinçaltımızdan bizi bugünkü ilişkilerimizde kontrol ederler.
Konstelasyon çalışmaları; bilinçdışımızda kayıtlı olan ve günümüzde sıkıntı, hastalık, depresyon ve kaygı gibi durumlar olarak kendini gösteren bu hallerin, temsilci fenomeni kavramı ile görünür hale getirip içimizdeki engelleyici dinamikleri anlamamıza yardımcı olur.
KONSTELASYON KAVRAMI

“Konstelasyon” kavramı, bir sistem içeresindeki ilişkili öğelerin, birbirine göre konumu, durumu ve birbirinden etkileşimi anlamına gelmekle beraber; psikoterapi literatürüne dünyaca ünlü Alman psikoterapist, filozof Bert Hellinger tarafından oluşturulan, orijinal adı “Famillien Aufstellung” olan ve uluslararası alanda “Family Constellation Work” olarak bilinen “Aile Konstelasyon Çalışmaları” ile girmiştir. Kendisi, 1970 ve 80’lerde batı dünyasının mevcut kaynaklarıyla eğitim görmüş ve çalışmıştır; Freudyen psikanalitik yorumlama, Janov’un primal çalışması, Carl Rogers’ın grup çalışması, Eric Berne tarafından benimsenen transaksiyonel analiz, Virgina Satir’in aile heykeli çalışma tekniği, Grinder, Bandler ve Dilts sonrası nöro-lingusitik programlama… En sonunda Moreno’nun aile dinamiklerini sahnelediği psikodrama tekniğinden esinlenerek, kendi aile konstelasyonu tekniğini geliştirmiştir.
Günümüzde konstelasyon çalışmalarına travma çalışmalarının benlik üzerindeki etkileri dahil edilmiş ve modern psikolojinin araştırdığı pozitif psikoloji, bilinçli farkındalık, polyvegal teori, beden ve zihin bütünlüğü çalışmaları, negatif psikoloji bilgileri ile her usta kolaylaştırıcı konstelasyon çalışmalarına yeni teoriler eklemiştir. Konstelasyon kelimesi, sistem veya sistemik sözcükleri ile birlikte kullanılır.
Sistemik Bakış Açısı teorisi

Her birimiz daha büyük bir sisteme de ait olan bir parçayız ve bir bütün olarak sistem, bazı parçalardan farklı karakteristik seviyelere, çizgilere, tiplere sahiptir. Yaptığımız her şey sistemik güçler tarafından şekillendirilir. Özellikle ilişkilerimizde ilk ilişkimiz, aile sistemimizle kurduğumuz ilişkidir.
Sistemik bakış açısı ve konstelasyon kavramlarının gelişmesinde rol oynayan Prof. Mathias Vargas ve Insa Sparrerın sistemik konstelasyon çalışmalarını şirketler ve organizasyonel yapılar için de geliştirmişlerdir.
Konstelasyon Eğitimleri
Bugün genellikle sistemik konstelasyon başlığı altında aile konstelasyonları ve organizasyonel konstelasyonlar yer almaktadır. Eğitimlerde ağırlıklı olarak ustalaşacağımız konular aile konstelasyonu ve travma çalışmaları olacaksa da; sistemik bakış açısını, sistemik konstelasyonu iş yaşantımızda, organizasyonlarda, koçluk seanslarımıza nasıl kullanırızı da öğreniyor olacağız.
AİLE KONSTELASYONU

Hellinger, aileler içindeki bilinçsiz ve genellikle yıkıcı bağlılıkları aydınlatarak aile terapisinin kalbinde ve ruhunda devrim yarattı.
Bir ebeveynin, kardeşin veya çocuğun erken ölümü, terk edilme, suç veya intihar gibi travmatik olayların sonraki nesillerdeki etkilerini görmemize, anlamamıza yardımcı oldu.
Geçmişten gelen mutsuzlukla iç içe olan aile üyeleri, genellikle kaygı, depresyon, öfke, suçluluk, korku, kronik hastalık ve doyumsuz ilişkiler kalıplarını sürdürürler.
Hellinger, “Sevgi Düzenleri” olarak adlandırdığı şeyi saptayarak, ailede sevginin sağlıklı bir şekilde akması için belirli yönetim ilkelerine uyulması gerektiğini gözlemledi. Ve bu düzen bozulduğunda, örneğin bir çocuk, bir ebeveynin kaderini bilmeden taşıdığında, acı ve mutsuzluk ortaya çıkar.
Hellinger, ailemizdeki her üyenin özel bir yere sahip olduğunu ve aile sistemine dahil olmak için eşit haklara sahip olduğunu buldu. Bu, ölü doğmuş ve kürtaj yapılmış bebekler için olduğu kadar, ailemizdeki ahlaksızlık, suça yönelik suistimal veya suistimal nedeniyle reddedilmiş başarısızlıklar ve failler için de geçerlidir.
Ailenin herhangi bir üyesine saygısızlık edilirse, unutulursa, dışlanırsa veya bir şekilde önemsenmezse, sonraki nesildeki biri de benzer bir talihsizliği paylaşarak kaderini tekrarlayabilir. Ancak bizden öncekilerin zor kaderlerini kabul edip onurlandırdığımızda, “Sevgi Düzenleri” yeniden kurulabilir ve trajik kaderler zinciri kırılabilir. Sisteme ait olan herkesin varlığının kabulü sistem içindeki düzeni, rahatlamayı, dengeyi sağlayacaktır. Hellinger, yıkıcı aile mutsuzluk, hastalık, başarısızlık ve bağımlılık kalıplarını kırmaya yardımcı olan etkili bir terapistik süreç olan Family Constellation Work’ü geliştirdi. Sonuçlar genellikle anında ve yaşamı değiştiricidir.
Bugün nesiller boyunca gerçekleşen aktarımın günlük yaşantılarımıza yansıması kaçınılmaz ve yüzyıllar öncesinde yaşanan durumların, hallerin mirası. İyi ya da kötü olarak ayırdığımız ve adlandırdığımız şeylerin sorumluluğunu taşıyoruz.
Bizlere düşen; şimdide güçlenip, sorumluluk alıp, kadın ve erkek, fail ve mağdur, güç ve güçsüzlük arasındaki kutupları yeni bir bakış açısıyla anlamak. Gerçeği olduğu gibi görebilmek nevrozu ortadan kaldırır ve iyileşmenin başlaması için zemin hazırlar.
Kimler konstelasyon eğitiminden faydalanabilir?
- İçinde bulunduğu durumdan memnun olmayıp bunu değiştirmekte zorlananlar hatta ne kadar istese de değiştiremeyenler,
- Yaşamının herhangi bir düzleminde karar vermekte zorlananlar,
- Yaşamında kendisine ait olmayan yükleri taşıdığının farkında olup, bilinç düzleminde bu durumla baş edemeyenler,
- Açıklanamayan derin üzüntü, utanç, kızgınlık ve suçluluk duygusu yaşayanlar,
- Görünürde ciddi bir sorun yokken anne, baba ve çocuk düzleminde ciddi çatışma yaşayanlar,
- Dış çevreden gelen tetiklemelerle düzensiz ortaya çıkabilen öfke patlamaları yaşayanlar,
- Alkol, uyuşturucu, kumar, ve bunun gibi bağımlılıklar yaşayanlar,
- Bozucu ve yıkıcı davranışları yapanlar ya da bu davranışlara maruz kalanlar,
- İlişkilerde yaşanan başarısızlıkların, karışıklıkların ve kargaşaların tarafları (Aile içinde anne-baba, kardeşler, karı-koca veya çocuklar ile)
- Birden fazla evlilik sonucu olan çocuklar ve iç içe geçmiş ilişkiler,
- Mutsuzluk yaşayanlar,
- İş yaşamındaki sorunlar ve para problemleri,
- Organizasyonlarda, şirketlerde karışıklık, kargaşa yaşayanlar (şirket sahipleri, yöneticiler, departmanlar, çalışanlar)
- Yaşamının yönünü, amacını kaybettiğini düşünenler,
- Tekrarlayan kazalarla karşılaşanlar,
- Kişisel yaratıcılığımızı ve otomonomimizi kaybetmeden iç içe olduğumuz gruplara ait olmakta zorlananlar,
- Kişisel göçler ya da daha önceki kuşaklarda yaşanan göçler sonucu yeni kültüre uyum zorluğu yaşayanlar,
- Kişisel dolanıklık yaşayanlar ya da önceki kuşakların yaşadığı dolanıklar ile yaşayanlar,
- Takıntılı davranış ve düşüncelerle yaşamak durumunda olanlar (sık sık yıkanma, sayı sayma gibi).
- Erken çocukluk döneminde, anne-baba-kardeş kaybı yaşayanlar ya da ayrı kalmak durumunda olanlar,
- Aile sisteminde kaderi ağır olarak algılanan bir kişinin ismini taşıyanlar,
- Görünürde her şey son derece olumluyken sahip olduklarının tadını çıkartamayıp mutsuz olanlar,
- Kadın-erkek ilişkilerinde problem yaşayanlar ve mutsuz olanlar,
- İş yaşamında, bireyler ya da departmanlar arası yaşanan sıkıntılar,
- Şirket değiştirmeli miyim? Kendi işimi kurmalı mıyım?
- Zihinlerde oluşan korku, endişe ve kaygılarla yaşamlarını belirli sınırlara hapsolmuş biçimde sürdürenler,
- Hastalıklar ve kronik sağlık problemleri yaşayanlar,
- KISACASI KENDİNİ TANIMAK İSTEYEN HERKES.
- KONSTELASYON ÇALIŞMALARI TEKNİĞİNDE USTA OLMAK İSTEYENLER.
- PSİKOLOGLAR.
- KOÇLAR.
KONSTELASYON ÇALIŞMALARI NASIL UYGULANIR?

Yaşamımız, kurduğumuz ilişkilerdir. İlk kurduğumuz ilişki şekli ailemizle olandır. İlk dönemin ilişkileri, öğretilenler, inançların bir bölümü varoluşumuza hizmet etse de bir bölümü kendimizden vazgeçerek aidiyet, güven ve sevgi adına devam ettirdiklerimizdir. Kendimizden her vazgeçişin, varoluşumuzun bedensel, zihinsel ve duygusal boyutlarında kayıtları vardır ve bilinçaltımızdan bizi bugünkü ilişkilerimizde kontrol ederler.
Konstelasyon çalışmaları bilinçdışımızda kayıtlı olan ve günümüzde sıkıntı, hastalık, depresyon ve kaygı vs. olarak kendini gösteren bu hallerin, temsilci fenomeni kavramı ile görünür hale getirip içimizdeki engelleyici dinamikleri anlamamıza yardımcı olur. Temsilciler grup çalışmalarında tüm katılımcılar, bireysel çalışmalarda danışan ve uygulayıcıdır.
Uygulayıcı ve danışan ortak kararlarında obje kullanmaya da karar verebilirler. Temsilci “morfogenetik alan”, “bilen alan” kavramıyla temsil ettiği kişinin ilişkideki durumunu duygusunu, algısını, düşüncesini, fiziksel duyumlarını deneyimleye başlayıp aktarmaya başlayacaktır. Ailede olan engelleyici dinamikleri veya organizasyondaki başarısızlıklara sebep olan içsel dinamikleri görmek, danışanın algısında büyük değişimlere sebep olacaktır.
İnsan sistemlerindeki tüm karışıklıkları fenomenolojik olarak inceleyen (kişilerin deneyimlere verdikleri tepkilerin öznel olarak algılanması) Bert Hellinger, konstelasyon çalışmaları ile bizlere iyileşmenin, gelişmenin yanı sıra bütüncül bakabilmenin, insan olmanın yolunu açmıştır.